Radyasyon ve Gebelik
Radyasyon, gebelik öncesi dönemde kadının gebe kalma sürecini olumsuz etkilediği gibi gebelikte de bebek gelişimini direk olarak etkileyebilir.
Önemli bir nokta karşılaşılan radyasyonun dozu ve maruziyet süresinin çok önemli olduğudur. Nükleer santralde oluşan radyasyon ile televizyonun ürettiği radyasyonu kıyaslamak okyanus ile bir kaşık suyu karşılaştırmaktan farklı değildir.
Bu nedenle unutulmamalıdır ki günlük yaşamımızda kullandığımız TV, bilgisayar, mikrodalga fırın gibi araçların çoğu kadın sağlığına ve bebek gelişimine ciddi zarar veren radyasyon üretmezler.
Radyasyon genellikle 3 koşulda karşı karşıya gelmekteyiz;
Bunlardan birincisi,
Hastanelerde diş filmi, akciğer filmi çekimi renkli böbrek filmi olarak adlandırılan IVP çekimi ve Tomografi gibi işlemlerde tanı amacıyla kullanılmaktadır.
İkincil olarak vücudun değişik organlarında saptanan kanserlerin tedavisinde radyoterapi amacıyla karşımıza çıkmaktadır.
Son olarak ta günlük yaşamın ayrılmaz parçaları olan TV, bilgisayar, cep telefonu, güvenlik kapıları, mikrodalga fırınların kullanımı esnasında oluşmaktadır.
Diş, akciğer, sinuzit filmleri gibi birçok tek röntgen çekiminde oluşan radyasyon çoğu kez hem kadın hem de bebek için ciddi risk oluşturmaz. Az öncede belirttiğimiz üzere önemli olan radyasyonun yoğunluğu ve tekrarlamasıdır. Bu filmler çoğu kez zarar vermezken tomografi anjiografi, renkli böbrek filmi gibi tetkiklerde tekrarlayan sayıda ve aşırı dozlarda çekim yapıldığı için tehlike artmaktadır.
Diğer bir konu, gün geçtikçe sıklığı artan kanser hastalığıdır.
Vucudun birçok yerinde görülen kanserlerin sıklığı artarken giderek daha erken yaştaki insanları etkilemektedir. Diğer yandan okul, iş nedeniyle evlenme ve cocuk sahibi olma yası yükselmektedir. Durum böyle olunca henüz çocuk sahibi olamamış, ailesini tamamlayamamıs genc yaştaki kadın ya da erkek bireyler kansere yakalanabilmektedirler. Uygulanan basarılı kemoterapı ve radyasyon ıle tamamen sağlıklarına kavusabılseler de tedaviler nedeniyle yumurta ve sperm sayısında ciddi azalmalar olduğu ıçınbu hastalar, ileri de anne baba olamama tehlikesi ile karsı karsıya kalmaktadırlar.
Bu nedenle kanser tanısı almıs, henuz aılesını tamamlayamamıs hastalarımıza doktorlarının izni olması halinde tedavilere baslamadan once yumurta ya da sperm hucrelerinin saklanmasını önermemiz çok önemli bir husustur.
Son olarak günlük yaşamda kullanılan TV, bilgisayar, güvenlik kontrol kapıları, cep telefonlarının kullanımına bağlı karşı karsıya kaldıgımız radyasyon konusu vardır.
Tüm bu cihazların olusturdugu radyasyonun kadın sağlıgına ve gebeliğe olumsuz etkisini gösteren bunu ispatlayan bir bilimsel çalışma yoktur.
Bizler hekim olarak yine de herseyin azı karar çoğu zarar ilkesinden yola çıkarak uzun süre cep telefonu ile konusulmamasını, gece hiç olmazsa baş ucunuzda telefonla uyunmamasını
güvenlik kapılarından çok sık geçilmemesini, eğer çekmek gerekiyorsa klasik üst arama talep edilmesini öneriyoruz. Güvenlik kapılarının, tomografi cihazının oldugu alanlarda çalışan gebelerin hamilelik sürecinde başka alanlarda görev almaları gereklidir.
Gebelik esnasında maruz kalınan radyasyon için gebeliğin ilk dönemi olan 6-14 haftalar arası en riskli zamandır.
6. gebelik haftası öncesi eğer yüksek dozda radyasyon maruziyeti varsa “ ya hep ya hiç “ kuralı işler . Bu demektir ki bebek etkilenmişse gebelik tutunamaz ve kanama şeklinde atılır ya da etkilenme olmamışsa gebelik sağlıklı bir şekilde devam eder.
6. -14. haftalar bebeğin organ gelişimi oldugu için adette bir gecikme varsa ve film çekilmesi gerekiyorsa öncesinde mutlaka kanda gebelik testi yapılmalıdır.
Tomografi, anjiyo, renkli böbrek filmi gebeliğe zararlı iken ultrason çekilmesinin ve MR (emar) yapılmasının gebeliğe hiçbir zararı yoktur.
Radyasyondan etkilenen bebekte;
- Kan kanseri denilen Lösemilerde tiroid kanserlerinde artış görülür.
- Beyin yapısı etkilenirse zeka geriliği kafa çevresinde küçüklük göz ve görme bozuklukları karşımıza çıkabilir.
- Bunun yanında bazı bebeklerde karaciğer ve böbrek yapıları etkilenir . Bebekte gelişme geriliği ve ileri yaşlarda kız yada erkek olsun kısırlık karşımıza çıkabilir.
Op.Dr Zeki SALAR